ANTARTİKA'DA BUZULUN ALTINDA GÖL VAR

                                   
Son zamanlar Antartikadan gelen siradisi raporlar bilim dünyasini saskina çevirmis durumda. Bunlara neden olan bu donmus durumdaki kitadaki anormal bulus.
Tüm bunlar 1957 yilinda ruslarin bu en uzak kitada bir Vostok ismiyle geçen bir arastirma merkezi kurmalariyla basliyor. 1970'lerde radarlar vasitasiyla yapilan yüzey arastirmalari sirasinda ,geçte olsa merkezlerini buzun altindaki dev bir gölün ucuna kurduklarini farkettiler. O zamandan beri yörüngedeki uydular ve yüzeydeki sismik ölçümler, Vostok gölünü,  kati buzun neredeyse 2 mil altinda , son 100 yilda kesfedilmis - büyüklügü en derin yeri 915 metre olan Kanada'daki Ontario gölüne esit ve hacmi 4 kati -  en büyük gölünü tespit etti.
Göl hala sivi halde ve donmamis durumda. 13 bin ila 14 milyon yildir da dis dünyadan izole edilmis durumda. Yani kitanin buzla kaplandigi tarihten bu yana. Gölün sulari 50 ila 65 derece, ve bir isi kaynagina sahip oldugu kesin. Ayrica tüm göl su-hava karisimi ( sicak su buhari ve üstündeki buzun erimesi)  ile dolu 1000 metreden yüksek bir kubbe ile çevrelenmis durumda. Birkaç yil önce yapilan kazilarla buz tabakasinin oldukça altinda ve göle yakin bir noktadan aldiklari örneklerde mikroplar, çesitli gazlar - metan gibi -  daha sonradan donmus, gölün kubbesi üzerindeki buz tabakasinda tespit edilmis. Elde edilen örnekler tipik biyolojik olusumlari ifade ediyor. Bu yüzden Vostok gölü akil almaz bir karisimi barindiriyor : Dis dünyadan tamamen izole olmus bir eko sistem , su, isi , gazlar , ve hali hazirdaki biyolojik aktivite. 
1998 yilinda NASA tarafindan ideal test alani olarak kabul edilmesi çok önemli bir gelisme. Jüpüter'in aylarindan Europa'daki buzulun altinda oldugu varsayilan okyanusta arastirma yapmak için gelistirilecek steril sonda teknolojisi için ideal bir hedef durumunda. 
Scientific American'a göre , Ulusal Bilim Kurulusu aniden planlari degistirdi ve bir robot sonda ile göle dalmaya karar verdi. Saptanan tarih ise : 2002. Daha önce 1999 yilinda ortaya atilan proje 2004 yilina ertelenmisti. Şimdi ise 2002 de göle dogru dalis yapacak robot sondanin 2003 yilinda örneklerle beraber geri dönecegi hesaplaniyor.   Frank D. Carsey'in anlatimina göre , dis yüzeyden yabanci bir yasam formunun göle bulasmamasi içinde ilk 3,5 kilometrelik delmenin kaynamis su ile yapilmasi ve robotun bu noktaya yerlestirilmesi planlaniyor. Ardindan açilan deligin donarak kapanmasi beklenecek ve silindir seklindeki sonda kendini sterilize edecek. Daha sonra da isi üreterek önündeki buzu eritip göle dogru yoluna devam edecek. Robot'a bagli bir kablo kendisiyle beraber hareket ediyor olacak.  Fakat Frank D. Carsey'e göre suan asil sorun su, "Hiç kimse, ulusal veya uluslararasi , yeterince temiz'in ne oldugunu söyleyemedi" , " Bizim gelecekteki çalismalarimiz için bir hedefe ihtiyacimiz var."
Yaklasik 20 milyon dolara malolacak proje için,  NSF ve NASA( National Aeronautics and Space Administration)  gerekli aygitin ve sondanin yapilabilmesi için ödemede bulunmayi önerdiler. Carsey'in NASA'dan aldigi ödenek,  komplike bir robot prototip içindi. Carsey,"Aygiti bu yaz tamamlayacagiz  fakat yeterince test etme olanagimiz olmayacak " demisti. 
Columbia Üniversitesinden uzmanlari, NSF'nin destegiyle yaptiklari arastirmalarda gölün altindaki yerçekimi, manyetizma ve termal aktivitelerin haritalarini çikardilar. Ve önemli bir bulguya ulastilar. Gölüne güneydogu kismindaki kiyisinda büyük manyetik anormallikler tespit ettiler. Bu olagan disi anormallik, zeminle olan 1,000 nanotesla dan daha fazla bir uyumsuzluktu ve dogal bir olusumdan kaynaklaniyor olabilirdi.
Kolombiya Üniversitesinden Michael Studinger'in önerdi bir teoriye göre, Dünya'nin kabugu gölün tabaninda , Antartika'nin geneline oranlar daha ince bir kalinliga sahipti ve gölün olusumu sirasinda gerilmisti. Bu da oraya özgü "manyetik anormalligi" açikliyordu. Fakat jeofizikçi Ron Nicks gibi baskalari, bu teorinin zorlugundan bahsettiler. Nicks bu incelti alttaki kayalari isitacakti ve buda kabugun manyetik yetenegini azaltacakti. Farkli teorilerde ortaya atiliyor tabiiki. Bir metal yiginindan kaynaklanabilecegi ve gömülü kalmis çok eski bir kentin kalintilari olabilecegi seklinde.Ama son zamanlarda yayilan ve kabul edilmeye baslanan catastrophism ( felaket, yikim) görüsü standart jeolojik modellere alternatifler sunuyor.  Klasik jeolojiye göre bu yavas yavas olusmus bir durum. Ama bulunan bir çok kanit ( Vostok'ta yapilan buz kazilari ve elde edilen veriler gibi)  iklimdeki degisikligin aniden ve çok kisa bir süre içinde gerçeklestigi yönünde. Kiyamet teorilerine göre ani bir kutup kaymasi buna neden oldu yönünde. Birçok arastirmaci, çok çesitli kanitlarla, böyle bir kaymanin 13,000 yil önce oldugunu ortaya koyuyorlar. Kutup kaymasi teorisine göre, Antartika iliman bir iklime sahipti hatta ormanlari vardi. Dünya'nin normal düzenindeki ani bir degisim kitayi bu buz cehennemine hapsetmisti ve aynen Mars'in bazi bölgelerinde de oldugu gibi.  Ama sonuçta herkesin kabul ettigi, her nasil olduysa.
Ancak Kolombiya üniversitesinin "Vostok manyetik anormallikleri" kesfinin sizmasindan sonra JPL (NASA Jet Propulsion Laboratory) anlasilmaz bir nedenle Vostok arastirma programini geri çekmesiydi.  Sebep olarakta ,"çevresel nedenler" ileri sürüldü. Taa ki, JPL sözcüsünün bir basin toplantisinda kutup arastirma programinin NSA (Ulusal Güvenlik Kurumu) tarafindan devralindigini itiraf etmesi ve su yüzüne çikan rapora dek. Bu rapor internet üzerinde bir firtina etkisi yaratti.
Birçok kaynak hemen "Vostok Anormalliginin" yerine ve bir gerçege isaret etti. Koordinatlar "X-Files" filmindeki büyük uzay gemisinin bulundugu noktaya gerçekten çok yakindi. Ayrica Rus Vostok üssüde, filmde verilen tüm koordinatlara hemen hemen uyuyordu. Tüm bunlar  X-Files dizisindeki Christ Carter'in hikayelerinin kimi zaman gerçek kaynaklara dayandigi fikrinin pekismesine neden oluyor. Veya buzla çevrilmis 3000 millik bir alana yayilan Vostok Gölü ve manyetik anormalligi, sasirtici bir biçimde bir Fransiz romani olan "Subterranean" da bahsedilen, Antartik uzmanlarin buzlarin altindaki kayip ve yasayanlarin bulundugu bir kent hikayesinede tipatip uyuyor. Anlatilari ayni yönde ve ilginç hikayeler ayni zaman araliginda benzer hikayelerden, yer alti dünyasindan bahsediyorlar.

2000 yili aralik ayina ait bir rapor ( http://www.npr.org/news/healthsci/antarctica/index.html)  Antartika'daki McMurdo istasyonundan bir kisinin karisiklik çikardigi ve bir UFO'nun Antartika'ya indigi dedikodularini yaydigi yönündeydi. Hatta McMurdo'nun üzerinde uçan bir uzay gemisinden bahseden bir afis elden ele yayiliyordu. Ve söylendigine göre sorumlu kisiler ilk uçakla kitadan sinirdisi edilmisti. Fakat tuhaf olan, aralinda Vostok anormalliginin tespit edildigi bölgenin üzerinde olaganüstü geometrik kum tepeleri kesfeden bir Rus bilim adamininda oldugu , en az 3 bilim adami son iki sene içerisinde Antartika'da ölmüstü. Bir baska tuhaflikta ölen kisilerin hepsinin 30-40 yaslarinda genç erkekler olusuydu ve rapor edilmemis olusuydu.
JPL'nin basin duyurusu, henüz raporun dogrulugunun kanitlanmadigi ve tuhaf olaylarin güney bölgesinde hala devam ettigi yönündeydi. Olay ilk olarak Güney kutbundaki bir doktor (Amundson-Scott istasyonu) tarafindan rapor edilmisti ve  bugüne kadar esi görülmemis bir biçimde hava yoluyla nakliyeye ihtiyaç oldugunu belirtmesiyle ortaya çikiyor. Safra kesesi tasiyla ilgili bir komplikasyondan ötürü !   Ardindan tesadüf eseri, baska raporlarda su yüzüne çikiyor.  4 tibbi olay daha yasaniyor ve yine daha önce yasanmamis biçimde nakliyelere ihtiyaç duyuluyor,  McMurdo istasyonundan, kitadaki en büyük Amerikan üssünden.  Ölümler rapor edilmeden önce ,  olaganüstü bir tibbi durum yasaniyor. Halk arasindaki söylentiler Yeni Zelanda'dan gelen birinin kendisiyle beraber getirdigi bir enfeksiyonu, dis dünyadan izole durumda yasayan kitadaki kisilere bulastirdigi seklinde.
Fakat bu olanaksiz gözüküyor. Çünkü Antartika'ya gitmek isteyen kisiler tüm bu kontrollerden geçmeden gidis izni alamiyorlar.  Birkaç gün karantinada bulunduruluyorlar ve yanlarinda getirebilecekleri bir enfeksiyon  olmadigindan emin olunuyor. Ayrica Antartika'nin çevresel sartlari virüsler ve diger mikrobik yasam formlari için dayanilmasi olanaksiz bir ortam sunuyor ve kita genelindeki soguk nedeniyle yok oluyorlar. Hatta Antartika'da hiç kimsenin grip olmayacagini söyleyebiliriz.
Peki ne olmus olabilir? iki olasilik düsünülebilir,
Birincisi, özel bir proje ile tüm bilimsel ve çevresel ilkelere ters düsecek bir sekilde, buz delinerek Vostok gölündeki ekosisteme ulasildi. Ve projeyle ilgili kisiler ,  13 bin ila milyonlarca yildir buz içinde kalmis mikro-organizmalara karsi karsiya kaldilar.  Ve daha sonra, ilk olarak 4 olaganüstü tibbi durum, 5 olarak degistirilir... simdi ise 12 McMurdo personeli tibbi nedenle tahliyeye ihtiyaç duyar Antartika'nin kis zamaninda. Bu tehlikeli virüs merkezin kis mevsimindeki personeline yayilmaktadir ve merkezin tibbi yeteneklerine ragmen kontrol altinda tutulamamistir. Ama daha da ilginci, rahatsizlanan kisiler arastirma görevlileri veya uzun dönem destek personeline degil, Raytheon sirketine ait çalisanlardir. Amerikan hükümetinin dünya çapinda yürüttügü programlarinda bulunan bir high-tech sirketi.
Eger bu olasilik dogruysa, bu gizli programlardan biri fiyaskoyla sonuçlanmis olur. Amundson-Scott merkezinin raporundaki bir baska noktada, doktorun tuz stoklarinin azaldigini söyleyerek tuz getirilmesi gerektigini söylemesi. Hatta gelecek olan ekibe, "ceplerini dahi tuz paketleriyle doldurmalarini önermesiydi" , kurtarma helikopterinde hiç yer yokmus gibi! 
Tuz, Antartika'da hayatta kalmak için çok önemli bir gereklilik. Hava çok kuru oldugundan , yeterli tuz stogu olmamasi halinde, dis ortamdaki bir insan mineral ve su kaybi nedeniyle ölecektir. Buda gösteriyorki, bunca yildir açik olan bu üs, bir sonraki erzak uçagi gelene dek ne kadar tuz stoklamasi gerektigini biliyor olmaliydi. Peki nasil olduda aniden tuzsuz kaldilar?
Belki özel bir durum yasadilar ve belki de Raytheon'dan gelen uzmanlar ve mühendisler planlanandan daha fazla süre disarda kaldilar ,dondurucu rüzgarlarin içinde buzu kazmak için saatler ve saatler harcadilar ve normalden fazla tuz harcamak zorunda kaldilar.
Bu ani olay ve tehlike için diger olasilik ise,
Raytheon personeli Vostok'un altindaki gizli kazilarinda gerçekten birsey buldular. Ve yanlarinda götürerek daha derin incelemek istediler. Ve salgini Yeni Zelanda'dan gelen büyük kargo uçagi C-130'un McMurdo'yu ziyaretini ve çok önemli birseyi kitadan götürüslerini gizlemek için kullandilar. Birkaç basit ima ve internet üzerinde yayilmasini beklemek yeterliydi.
Arthur C. Clarke'in "2001 - Uzay Serüveni."
Bu ilginç senaryo, izole edilmis bir yerde kesfedilen bir manyetik anormalligi,  gizli bir kaziyi ve çok eski bir yapinin ortaya çikarilisi, gizli çalismanin bir salgin hastalikla üstünün örtülmesi ni içeriyor.  Hepsi Clarke in hikayesinde mevcut. Tek fark olayin geçtigi yerde çikiyor, Antartika'nin yerine Ay. Belkide Clarke 30 yil önce yazdigi bu hikayesinde birseyler biliyordu. 
Eninde sonunda, birseyler ortaya çikacak. Tek yapmamiz gereken, yönlendirilmemek. Ekonomi, krizler, küresellesme karsitlari, marsin yakinlasmasi, depremler ile ilgilenirken dünyamizda olan biten seylerden uzak kaliyoruz. Gözlerimizi açmaliyiz. Bizlerden , halktan birseyler saklandigi apaçik.
Kaynak:http://www.ufonet.be/gizemli-yerler-konular/228-antartika-altindaki-gol.html

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Kıssada hisse

Osmanlı’nın Edebindeki İncelikler… İnsanlarımız eskiden edeplerindeki inceliklerine binaen ‘Işığı yak’ demezlerdi. … Çünkü yakmak olumsuz bir kelimedir. Bunun yerine ‘Işığı uyandır’ derlerdi Geceleyin yatarlarken de ‘Lambayı (mumu) söndür.’ demezler (Allah kimsenin ışığını söndürmesin.), çünkü söndürmek olumsuzluk çağrıştırdığı için ‘Lambayı dinlendir’ derlerdi. Aynı şekilde ‘Kapıyı kapat’ denilmez (Allah kimsenin kapısını kapamasın) ‘Kapıyı ört’ veya ‘Sırla’ derlerdi. Kapıların üzerinde de‘ kapılar açan, müşküller gideren, kalplere inşirah veren’ manasında ‘’Ya Fettah’’ yazılırken günümüzde “itiniz” gibi manasız ve faydasız, boş bir kelime yer almaktadır………. Eskiden evlere misafirler geldikleri zaman ev sahibi onların ayakkabılarının burunlarını dışarıya doğru değil içeriye doğru baktırırdı. Böyle yapmakla ‘’Biz sizin misafirliğinizden çok hoşnut kaldık, evimizi yeniden şereflendirmenizi bekleriz” demek isterlerdi.’’

Wikipedia

Arama sonuçları

Haftanın Yeri

Meteora/Greece

Haftanın Sözü

Yalan doğrudan kaçar. Güneş yalnızdır ama ışık saçar. Doğruların kaderidir yalnızlık.

Haftanın Deneyi

Popüler Yayınlar