Dünyada Neler Oluyor

                                           




BİLGİSAYAR ANTİK ÇAĞDA DA VARMIŞ!
(Antikythera Düzeneği) 1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı.
Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.
NAZCA ÇİZGİLERİ (PERU), HALA BENZERİ YAPILAMAYAN UZAY ARACI İNİŞ-KALKIŞ PİSTİ…
Peru’da 1926 yılında keşfedilen Nazca kasabası yakınlarındaki üçgen, dörtgen, sarmal ve hayvan şeklindeki çizgilerin sırları çözülemiyor.
Çizgilerden bazılarının yaz ve kış gün dönümlerini işaret ettiği, hatta dev bir takvim görevi gördüğü öne sürüldü. Bazı bilim adamları çizgilerin UFO’lar için yapıldığı iddiasında da bulunuyor.
DEV HEYKELLER (ASLINDA TAŞIN ENERJİ BOYUTU)
Pasifik Okyanusu’ndaki Paskalya Adası’nda bulunan dev heykeller de sırlarını koruyor. 9 metre yüksekliğindeki dev heykelleri hangi uygarlıkların yapmış olabileceğine ilişkin çeşitli görüşler bulunuyor.
Dev heykellerin taş platformlar üzerine nasıl oturtulduğu araştırmacıları düşündürürken, niçin yapıldıkları da merak konusu.
GÜNEŞ KAPISI (ASLINDA KOZMOSTAKİ GEZEGENLERİN HESAP KAPISI)
Güney Amerika’daki sırrını koruyan arkeolojik buluntulardan biri de Tiahuanaco’daki Güneş Kapısı. Tek parça taştan yapılan 5 metre genişliğinde, 3 metre yüksekliğinde ve 10 ton ağırlığında olduğu tahmin edilen Güneş Kapısı’nın nasıl bir yöntemle ve ne amaçla inşa edildiği bir türlü açıklanamıyor.
STONEHENGE TAŞLARI (ASLINDA RASATHANEDİR)
Güney İngiltere’de Salisburg düzlüklerinde yer alan üç metreden yüksek, dikine duran taşlardan oluşan Stonehenge taşları da sırlarını koruyor. Her biri tonlarca ağırlığındaki taşlar mühendislik harikası olarak değerlendirilirken, çeşitli efsaneler de bulunmakta.
Dinsel törenlerin yapıldığına inanılan Stonehenge’in rasathane olduğu yönünde çeşitli bulgular olmasına rağmen halen taşların sırrı çözülemiyor.
KRİSTAL KURUKAFA (MODERN ÇAĞ DENİLEN BUGÜNÜN 3D TASARIMI, İNSANOĞLU HER EVREDE YÜKSEK TEKNOLOJİ DENİLEN BOYUTA ULAŞMIŞ, HER DEFASINDA SIFIRA MI DÖNMÜŞTÜR!)
Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış.Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.
ÇİNLİ GENERALİN SAF ALÜMİNYUM TOKASI
M.S. 300’lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou’nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış.
Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alüminyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19. yüzyılda mümkün olmuştu.
1000 YILDA YAPILAN KENT (NAN MADOL)
Pasifik Okyanusu’ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200’de başladı ve 1000 yıl sürdü.
250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasıl getirildiği ise hâlâ sır.
KAYAYA GÖMÜLÜ ÇEKİÇ (DEMEKKİ AMERİKA KEŞFEDİLMEMİŞ, DEMEKKİ AVRUPANIN SANAYI DEVRİMİ, SANAYİ HIRSIZLIĞIYMIŞ)
Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936’da Teksas’ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.
UZAYLILAR İÇİN İNİŞ (DEMEKKİ GÜNÜMÜZ TEKNOLOJİLERİ  ESKİLERİN UZAY YOLCULUĞUNUN SIRLARINI HALA ÇÖZEMEMİŞ)
Peru’nun Pampa sahilindeki 450 kilometrekarelik alan üzerine çizili motifler, M.O. 300 üe M.S. 600 arasındaki dönemi kapsayan hayvan ve bitki şekillerini resmediyor.
Nazca medeniyeti tarafından yapıldığı düşünülen bu garip motiflerin, uzaylılar için bir iniş pisti vazifesi gördüğü öne sürülüyor.
UÇAKLARIN ATASI (ASLINDA FİRAVUNUN GÜNEŞE YOLCULUK YAPTIĞI GEMİDEN KIMSE BAHSETMİYOR)
M.Ö 200’de yapıldığı sanılan bu nesne, 1898 yılında Mısır’da bir lahitte bulundu. Ancak gerçek uçaklar icat edilene kadar ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edememişti.
1972’de arkeolog Halil Mesiha bunun bir model uçak olduğunu, mükemmel bir aerodinamiğinin bulunduğunu ve kanatlarının Concorde’u andırdığını iddia etti.
HARÇSIZ TAŞ SET (ASLINDA DEPREMLERE DAYANIKLI TEKNOLOJİ, HALA BU TEKNOLOİJİYİ ÇÖZMEYE ÇALIŞIYOR İNSANLAR)
Peru’nun Cusco bölgesindeki bir İnka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireç taşı blokları kullanılmış.
Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş.
TÜRKIYE, VAN, KALECİMTEKİ TAŞLAR (GÖK KAPILARININ HESABININ MATEMATIKSEL OLARAK HESABI MI?)
Van Merkez Kalecik Köyü’nün 1.5 kilometre kuzeydoğusunda yer alan ve Urartu dönemine ait dikili taşlar ve taş halkalar da dikkati çekiyor.
400 metrekarelik alana matematiksel olarak dizilen 2 bin 475 dikili taşın astronomiyle ilgili olduğu düşünülüyor. Taşların sırrının çözülmesi için çalışmalar devam ediyor.
Kaynak:http://sionvadisi.net/elektrigin-tarihi-en-az-2000-yillik-birileri-bize-yalan-soyluyor/

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Kıssada hisse

Osmanlı’nın Edebindeki İncelikler… İnsanlarımız eskiden edeplerindeki inceliklerine binaen ‘Işığı yak’ demezlerdi. … Çünkü yakmak olumsuz bir kelimedir. Bunun yerine ‘Işığı uyandır’ derlerdi Geceleyin yatarlarken de ‘Lambayı (mumu) söndür.’ demezler (Allah kimsenin ışığını söndürmesin.), çünkü söndürmek olumsuzluk çağrıştırdığı için ‘Lambayı dinlendir’ derlerdi. Aynı şekilde ‘Kapıyı kapat’ denilmez (Allah kimsenin kapısını kapamasın) ‘Kapıyı ört’ veya ‘Sırla’ derlerdi. Kapıların üzerinde de‘ kapılar açan, müşküller gideren, kalplere inşirah veren’ manasında ‘’Ya Fettah’’ yazılırken günümüzde “itiniz” gibi manasız ve faydasız, boş bir kelime yer almaktadır………. Eskiden evlere misafirler geldikleri zaman ev sahibi onların ayakkabılarının burunlarını dışarıya doğru değil içeriye doğru baktırırdı. Böyle yapmakla ‘’Biz sizin misafirliğinizden çok hoşnut kaldık, evimizi yeniden şereflendirmenizi bekleriz” demek isterlerdi.’’

Wikipedia

Arama sonuçları

Haftanın Yeri

Meteora/Greece

Haftanın Sözü

Yalan doğrudan kaçar. Güneş yalnızdır ama ışık saçar. Doğruların kaderidir yalnızlık.

Haftanın Deneyi

Popüler Yayınlar