İnsanlar, sinemayı ilk olarak panayırlarda, sirklerde bir grup insanı eğlendirmek amacıyla kullandı. O zamanlar üzerine figürler çizilmiş camlar, “Magic Lantern” adı verdiğimiz bir aygıta takıp, hikayeler anlatıyor ve anlatımını camdaki figürlerle destekliyordu. Cihazın altın rengi kısmında bulunan mercekler netlik yapma, hemen arkasındaki ahşap bölge boyanmış camı koyma görevlerini görüyordu. En arkadaki büyük kısım ışık kaynağını içinde barındıran bölge ki burada genelde gaz lambası bulunuyordu. Işıkla merceğin yardımları sonucu camdaki görüntü, duvara yansıyordu.
Ancak ilk hareketli görüntü, bu tarihten sonra bulundu. Bir grup insan, atın koşarken ayaklarının yerden kesilip kesilmediği merak etmiş,bunun için Edweard Muybridge‘den yardım istemişler. Bir koşu pistine, 200 metre aralıklarla “camera obscura“lar yerleştirilmiş, atın koşuşuna paralel fotoğraflar çekilmesi için ayarlanmış. Atlar koşmaya başlayınca makineler bir bir fotoğrafları çekmiş. Ve deneyin sonucunda anlamışlar ki atın ayakları yerden kesiliyor. Ancak atladıkları bir konu daha vardı ki bu diğerinden daha önemli, sinemada hareketli görüntünün ilk adımlarını atan kişiler olarak tarihe geçmişlerdir.
Kaynak:http://blog.fotografium.com/dunyada-sinema-insanoglu-neyi-ne-zaman-basardi/
0 yorum:
Yorum Gönder